24 Mart 2015 Salı

12 YILLIK ESARET / 12 YEARS A SLAVE

              Bu filme yorum bile yapmam saçma ama söylemeden edemeyeceğim. Muhteşeeeeeem. Ağlaya ağlaya gözlerim şişti desem yeridir. Bu filmi izlemeyen kişi bir elin parmağını geçmez ama onlara sesleniyorum. Çaktırmadan açıp izleyin. 




Bu gerçek bir hikayeden esinlenerek yapılmış bir filmdir.
Solomon Northup, New York'ta yaşayan zengin, özgür, ailesi olan bir zencidir. Ancak hayat onu hiç istemediği yerlere sürüklemektedir. Bu olay 1841 yılında başlamaktadır. İki adam gelir ve Solomon'a iş teklif eder. İşlettikleri sirkte müzisyenlik yapmasını isterler. İşi yapmaları için Washington'a gitmeleri gerekmektedir. Solomon işi kabul eder ve giderler. 


O adamların köle ticareti yaptığını sabah hücrede uyandığında anlar. Artık çok geçtir. Kölelerin okuma yazma bilmeleri hayatlarını tehlikeye atar. O yüzden kimseye belli etmemeye çalışır çünkü yaşayabilmek için bunu yapmaya mecburdur. 

Satılmadan önce sahibi ismini değiştirip Platt koyarlar. İlk sahibi çok nazik ve anlayışlı Bay Ford'ur. Ama ne yazık ki sahibinden ayrılmak zorunda kalır ve hayat onu işkencelerin, acıların içine iyice çekmeye başlamıştır. 

Muhteşem oyuncu kadrosu, kusursuz senaryo... 

İyi ki o zamanlarda yaşamıyoruz. 

İyi geceler.



23 Mart 2015 Pazartesi

AŞKIN ÇEKİMİ / UPSIDE DOWN

           Bilim kurgu , romantik, gerilim kategorisinde bir film. İzleyen arkadaşlarım bayılmışlar bana da izle izle diye tutturdular. E hadi izleyeyim bari dedim. 



İki tane gezegen ama birbirlerine zıtlar. Yer çekimleri zıt. Alt dünya ve üst dünya tamamen farklı. Alt dünyadaki yaşayanlar fakirler, sosyal hayatları yok, hiç bir hakları yok. Üst dünyadakiler zengin, eğlenen, gayet rahat ve refah bir şekilde yaşıyorlar. Alt dünyadakiler Üst dünyanın artıklarıyla yaşıyor diyebiliriz. 

Adam çocukluğunda bir dağın tepesine çıkar. Olabildiğince üst dünyaya yakınlaşmaya çalışır. Yakınlaştığında, kaybolan köpeğini arayan Eden ile karşılaşır. Neredeyse her gün görüşürler. 

Bir gün bir aksilik oluyor ve yolları ayrılıyor. Adam , şans eseri Eden'ın ölmediğini ve çalıştığı yeri öğreniyor. Eden'ın çalıştığı yer ise iki dünyayı birleştiren bir şirket. 


İşte bu da o şirket.Adam işe giriyor. Gençlik kremi için araştırma yapıyor. Bu sırada aynı şirkette Eden'a ulaşmaya çalışıyor.Eden'ı buluyor ama Eden hafızasını kaybetmiş. 

Buradan sonrasını da izleyip görün bence. Şöyle bir şey söylemek istiyorum sonu beni tatmin etmedi. Gerçekten saçmaydı. O çocuklar nerede yaşayacak. Anası üst dünyalı babası alt dünyalı Allah aşkına biri bana desin :D 

İyi geceler. 


22 Mart 2015 Pazar

YARININ SINIRINDA / EDGE OF TOMORROW

       Açıkçası bu filmi nasıl yazacağımı, nasıl size anlatacağımı bilmiyorum. Ama şunu söylemeliyim ki müthiş bir film. İmdb'den 8.1 puan almış bu arada.



Dünyaya uzaylılar gelip ele geçirmek istiyorlar. Uzaylıların teknolojileri dünyadakine göre çok fazla gelişmiş. Böylece bir çok büyük şehri yok ediyorlar.

Uzaylı ordusuna karşı dayanamayan ülkeler güçlerini birleştiriyorlar. Binbaşı Bill Cage, askeri eğitim almamış yani savaş eğitimi almamış biraz acemidir. Londra'ya, General'le konuşup orduları birleştirmek için ikna eder. Ancak kendisini de acemi birliğinde bulur.

Ve sonrası hep tekrar. O yüzden nasıl anlatacağımı bilemiyorum demiştim. Neyse devam edeyim. 

Acemi birliğinde uyandıktan sonra j takımına götürülür. Bir gecelik eğitimden sonra sabah sahile o uzaylılarla savaşmaya giderler. Cage savaşırken herkesin öldüğünü görür. Kendisi de alfayı öldürdükten sonra ölür. 

İşte burada başlıyor artık. Her gün ölüyor ve yeniden aynı yerde uyanıyor. Hep bir döngü içerisindeler. 


Alfa'nın kanı Cage'nin kanına karıştığı için her öldüğünde yeniden uyanıyor. Bunu yaşayansa sadece Cage değil. 

Yaşa, öl, tekrarla. 

iyi seyirler.








21 Mart 2015 Cumartesi

ASABİYİM BEN / RELATOS SALVAJES

                   Bu akşamın yazısını da filmle yapmak istedim. Aklımda bir filmde yoktu aslında ama şu an izleyerek yazacağım size Asabiyim Ben'i. 



Genel olarak filmden bahsedeyim biraz. Türü gerilim, komedi ve dram olarak gruplandırılmış olan film 6 tane hikayeden bahsediyor. Bunlar normal hikayeler değil tabi ki de . Aldatma, cinayet, aşk acısı, haksızlık yani ne ararsan var. Gördüğüme göre bu film Amazing Stories dizisinden esinlenerek yapılmış. 


Film uçağın içinde başlıyor. Bu resimde ilk hikayeden bir sahne. Gabriel Pasternak sevmediği hatta nefret ettiği kişileri bir yolunu bularak aynı uçağa bindiriyor. Bunlar eski sevgilisi, ilkokul öğretmeni, arkadaşları, kendisiyle birlikte olmak istemeyen kadınlar , doktoru... Gabriel ise uçağın pilotluğunu yapıyor ve hooop uçağı düşürüyor.


Bu hikayede ise fotoğrafta gördüğünüz kızın babasının ölümüne sebep olmuş ve ayrıca dul kalan annesine asılmış bir adamdan bahsediliyor. Kız o adamdan intikam almak istiyor ancak korkuyor. Onun yerine bu intikam alma işini arkadaki kadın yapıyor.


Üçüncü hikaye ise yol verme kavgasından çıkıyor. Burası tam Türk işi denebilir. Son model bir araba yolda hızlı giderken önüne bir köylü çıkıyor. Fotoğraftaki de köylü oluyor tanıştırayım sizi. Yeni arabanın içindeki adam sinirleniyor çünkü köylü yolundan çekilmiyor. Zar zor yanına geliyor eski arabanın ve küfür ettikten sonra yoluna devam ediyor. İleride lastiği patlıyor. Köylü de onu yakalıyor. Köylünün adama ne yaptığını anlatacağım şimdi sizlere hazır mısınız? Yeni arabanın üzerine çıkıyor ve önce kakasını sonra da çişini yapıyor.......... En sonunda ölen hangisi dersiniz? 


Simon mühendislik yapıyor. Yıkılacak olan binaları dinamitle patlıyor. Kızının doğum günü için işten çıktıktan sonra cafeden pasta almaya gidiyor. Çıktığında ise arabasını bulamıyor. Bir de bakıyor ki arabasını çekmişler. Simon derdini kimseye anlatamıyor.Yani haksız yere çekiyorlar arabasını. Derken ailesiyle arası bozuluyor. En sonunda arabasını çekmeleri için yasak olan yere park ediyor. Çektikleri anda da arabayı araba çekilen parkta patlatıyor. Hapse düşüyor ancak halkın gözünde kahraman oluyor ve ailesiyle arası düzeliyor. 


Bir sonraki hikayemizde ise genç ve zengin bir çocuk yolda yürüyen hamile bir bayana çarpıp kaçıyor. Sonuç olarak kadın ve çocuğu ölüyor. Bu olaydan sonra halk ayaklanıyor. Katili didik didik arıyorlar desek yeridir. Ancak az önce de söyledim ya çarpıp kaçan çocuğun ailesi zengin. Oğullarının yerine yanlarında çalışan fakir iki çocuk babasına para teklif ederek onu suçlu olarak gösteriyorlar. Komik olanı ise savcıya bile para veriyorlar ve savcı da onların tarafına geçiyor şaka gibi. Fotoğraftakiler ; arabanın içindeki fakir çalışan diğeri ise savcı.

Diğer hikayeyi de izledikten sonra görün istedim. Hepsini de anlatmayayım değil mi ama? Özellikle son hikaye çok güzel.

Film olarak da iyi güzel ama illa izleyin demiyorum. İzlemeyin de demiyorum tabiki. Boş zamanınızı değerlendirebilirsiniz. 

İyi seyirler.








20 Mart 2015 Cuma

UYUMSUZ / DIVERGENT

                Bugün kitaptan uyarlanmış bir filmden bahsedeceğim. Hatta muhteşem bir filmden. Bildiğiniz gibi kitapları seri yani üçlemeden oluşmakta. Uyumsuz, Kuralsız ve Yandaş kitaplarının adı. Tam tarihini bilmiyorum ama yaklaşık üç dört ay önce bir koleksiyon kitabı daha çıkarttı yazar. O da Dört. Kitapların hepsini aldım bakalım ne zaman sıra gelecek. 



Savaşlardan sonra bir alana duvar örülmüş ve insanlar artık o bölgede yaşıyorlar. Yani ütopya aslında. O duvarın içerisindeki insanlar davranışlarına göre yaptıkları işlere göre 5 tane gruba bölünmüşler. 16 yaşına gelindiğinde ise bu 5 grup arasından birini seçmek zorundasın. 

Gruplar:
Bilgeler; her şeyi bilirler.
Fedakarlar; herkese iyi davranırlar sade bir yaşam sürerler. yardımseverdirler.
Barışçıllar; tarım işiyle ilgilenirler.
Korkusuzlar; çok cesurdurlar ve oranın polisleridirler.
Adiller; asla yalan söylemezler.

Tris fedakarlar arasında doğup büyümüştür. Seçim yapmadan önce her bireye test yapılıyor. Tris teste girdiğinde ise hiçbir şey istedikleri gibi olmuyor. Çünkü o bir uyumsuz.

Uyumsuzlardan korkuluyor ve onları dışlıyorlar. Bu gidişata baş kaldıracak birileri varsa onlarında uyumsuzlar olacağını çok iyi biliyor baştakiler. 


Seçim günü geliyor ve Tris korkusuzları seçiyor. Bu arada fedakarlar ve bilgeler arasında bir sorunlar ortaya çıkıyor. Bu sorunların sonucun da Tris ve Dört'ün uyumsuz olduğu anlaşılıyor. 

Asıl bundan sonra başlıyor her şey. 

İkinci kitabı olan Kuralsız'ın filmi ise 20 Mart yani yarın vizyona giriyor. Bence Uyumsuz'u izledikten sonra koşun gidin Kuralsız'ı izleyin. 



                             Bu Uyumsuz filminin fragmanı 


                          Bu da Kuralsız filminin fragmanı iyi seyirler. 


19 Mart 2015 Perşembe

7 NUMARALI HÜCRE / MIRACLE IN CELL NO 7

               En iyi elli film kategorisinde dolaşırken bir Kore filmi gördüm. Imdb puanı bayağı yüksekti ve bildiğiniz gibi tam bir Kore hayranıyım. Dayanamadım ve hemen açıp izledim. 



Film zihinsel engelli bir baba ile küçük kızının arasındaki sevgiyi anlatıyor.

Kız okula başlayacaktır ve çok sevdiği çizgi film olan Ay Savaşçısı'nın çantasına sahip olmak istiyor. Babasının bu çantayı alabilmesi için maaş gününü beklemesi gerekiyor. Baba ve kız her gün mağazanın önünden geçip vitrindeki çantaya bakarlar. Çünkü çantadan sadece bir tane kalmıştır. 

Yine her zamanki gibi mağazanın önünden geçerken o son çantayı da başkalarının aldığını gören baba deliye döner ve o çocuktan çantayı almaya çalışır. Sonrası malum çocuğun babasından dayak yer. 



Küçük kız, engelli adama yardım etmek ister ve sonuç hüsran. Kız ölür. Suçu ise engelli adama atarlar.

Adam kıza tecavüz etmekten ve onu öldürmekten idam cezası alır. 

Çok duygusal kesinlikle hüngür hüngür ağlayacağınız bir film. Film bittikten sonra içinizde bir acı yada burukluk kalacağına eminim. 

İyi seyirler.





18 Mart 2015 Çarşamba

THE PITCH PERFECT

        Umudunuzu mu yitirdiniz, mutsuz musunuz? İçinize azıcıkta olsa mutluluk, huzur getirebilecek bir film önermek istiyorum size. 



Uzun süre önce izlemiştim bu filmi. Geçen gün gene aklıma geldi bir izleyeyim bakayım dedim. İyi de oldu aslında bana aklımdakileri biraz da olsa unutturdu. 

Dj olmak isteyen bir kızdır Becca. Ancak ailesi (gerçi sadece babası vardı filmde) üniversitede başka bir bölüm okumasını istemektedirler. 

İstemeye istemeye üniversiteye giden Beca okulun radyo istasyonunda işe başlar. Daha sonra da zorla bir okul kulübüne üye olur. Bu kulüp sadece kızlardan oluşan Güzeller grubudur. Tabiki de zorluklar yaşanır. Başaramazlar. 

Daha da önemlisi Beca'nın aklını yakışıklı mı yakışıklı bir çocuk karıştırmaktadır. Aslında yakışıklı, anlayışlı neden çocuğa kötü davranıyorsa işte. 

Mayıs ayında filmin ikincisi çıkıyor a dostlar. Gitmeden önce bunu izleyip öyle gidin.

Eğer izlerseniz de Fat Amy'i görünce ben aklınıza geleyim olur mu :D 

İyi geceler..



Bu finalde söyledikleri şarkı :)



17 Mart 2015 Salı

MANDIRA FİLOZOFU İSTANBUL

                  Bugün hiç aklımda sinemaya gitmek yokken kendimi bir anda sinemanın önünde buldum. Artık ayaklarım alışmış resmen hemen oraya götürüyorlar beni. 



Ben ilk filmini hiç beğenmemiştim. Yani Mandıra Filozofunu. Arkadaşlarım izledi ben ise uyudum. Buna da başka izleyeceğim film kalmadığı için girdim. 

İlk film Muğla'da çekilmişti. Bu film ise Muğla'da başlıyor ancak İstanbul'a doğru yola çıkıyorlar. Çünkü Mustafa Ali'nin babası hastanede yatıyor. Mustafa Ali, İstanbul'da bir şirkette işe başlıyor çaycı olarak. Tabi ki amacı çalışmak değil. Arkadaşını kovulduğu şirkete geri sokmak. 

Aslında adam güzel konuşuyor. Ama bazı yerlerde sizce de saçma olmuyor mu konuşmaları? Ben açıkçası bu filmi de beğenmedim. Karşılaştırma yapmak gerekirse ilk filmine göre bir gideri vardı hani. En azında emlakçı sayesinde biraz da olsa gülebildik.

İzlemezseniz çok bir şey kaçırmış olmazsınız.

İzlerseniz de iyi seyirler...



16 Mart 2015 Pazartesi

100 MEŞHUR AŞK

               Hepinize merhabalar efendim. Bugün bildiğiniz gibi ygs sınavı vardı bunun hakkında konuşmadan yazıma başlamak istemedim. Gerçi söylenecek bir şey de yok gibi ama. Her zaman söylediğim gibi umudunuzu kaybetmeyin. Hayallerinizden vazgeçmeyin. Hayali olmayan kişiler hayatta kaybolmuş kişilerdir.

         Son zamanlarda biraz fazla aşk kitapları okumaya ve almaya başladım. Normalde pek sevmem ama nereden geldi bu sevgi bende anlamadım. Kitabı daha dün aldım. Ne ara okudun diyebilirsiniz? Haklısınız da hala tamamen okumadım.




332 sayfalık bu kitap yatağınızın yanında bulundurabileceğiniz yani başucu kitaplarından biri bence. Adem ve Havva'nın aşkından başlayıp Paris ile Helen, Yusuf ile Züleyha, Beethoven ve Ölümsüz Sevgilisine kadar uzanan aşk hikayeleri. Herkes aşkı aynı yaşayamadığı gibi herkesin aşkı da mutlu sonla bitmiyor. Bazılarının aşkı sayfalarca bazılarınınki ise iki bilemedin üç satır anca ediyor. 

Yazarı Adem Suad gerçekten emek harcayarak hazırlamış kitabı. Ama ne emek yani. Bence bu emeğe karşılık bu fiyat çok az. 


Fotoğrafta görüldüğü gibi içindekiler kısmıyla istediğiniz kişinin aşkını açıp okuyabiliyorsunuz. Bu yüzden başucu kitabı olabileceğini düşünüyorum. Ben tanıdığım kişileri okudum ama bilmediğim baya kişi varmış önce onları araştırıp sonra devam edeceğim okumaya. 

Yalnız hepsi mutlu sonla bitmiyor bunu bilerek alın. Ayrıca her hikayenin sonunda sevgi, aşk hakkında söyler var. Bu da hoşuma giden şeylerden biri oldu.

Ben Real marketten aldım. 9,95 TL idi fiyatı. Eve gelinde hepsiburada.com'a baktım. Orada ise 7,96 TL. Aklınızda bulunsun.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoşçakalın...






15 Mart 2015 Pazar

I ROBOT

          Bugün yaklaşık 11 sene önce vizyona girmiş bir filmden bahsedeceğim. Ne kadar izlerseniz izleyin sıkılmayacağınızı düşünüyorum. 




Yanlış hatırlamıyorsam 2035 senesinde geçiyor film. Artık her şey teknolojinin elinde gibi yani arabalar otomatik gidiyor, televizyona açıl diyorsun açılıyor ve bunun yanında tatlı mı tatlı robotlarımız var. Robotlar üç kural üzerine programlanmış. Bu kurallar genel olarak insanlara zarar veremeyeceklerini anlatmaya çalışıyor. 


İşte bunlar ilk robotlarımız çok tatlı ve masumlar. Bunların daha gelişmişleri piyasaya sürülmeye hazırlanırken, robotların üreticisi mi desem tasarımını yapan kişi mi desem yüksek bir yerden atlayarak intihar ediyor. 

Kendini öldürmeden önce ayrıcalıklı bir robot tasarlıyor. Bu robot rüya görebiliyor, öfkelenebiliyor ve dış malzemeleri diğerlerine göre daha sağlam. 


İşte robotumuz. Adı bile var. Aslında bunların hepsi bir ipucu. Doktorun neden intihar ettiğini o şirkette neler döndüğünün ipucu.

Bakalım siz ipucunu bulabilecek misiniz? 

Kesin izleyin. İyi geceler.



14 Mart 2015 Cumartesi

LABİRENT ÖLÜMCÜL KAÇIŞ

             Kitapları okunma rekorları kıran ve serinin ilk kitabının filmi olan Ölümcül Kaçış'ın tabiki de filmi de muhteşem. 

         Türü aksiyon, bilim kurgu ve macera tüm sevdiklerim bir arada yani. Film de bir çekik gözlü var ki sormayın Allah'ım aşık oldum resmen. Adi da Ki Hong Lee. Ne yapayım Asyalıları çok seviyorum. 




Thomas uyandığında bir asansörün içindedir ve herkes ona bakmaktadır. Asansörden çıktıktan sonra ise gördüklerine inanamaz. Çünkü her yer koca koca duvarlarla örtülüdür. 

Thomas diğerlerine göre daha meraklıdır ve o hapishaneden kurtulmak için çabalamaya başlar. 

Duvarların arkasın bahsetmem gerekirse çok büyük bir alanda labirent bulunmakta. Her sabah labirentin kapısı açılıyor ve koşucular çıkış yolu aramaya çalışıyor. Ancak şöyle bir durum var ki her gece labirent değişiyor. E bu da kaçmalarını engelliyor tabiki.

Kaçabiliyorlar mı kaçamıyorlar mı bence bunu izleyip kendiniz görmeniz gerekiyor. 


Bunu koymazsam olmaz diye düşündüm. Yaradan ne güzel de yaratmış. Tipini yediğim :) 

İlk filmini izledim ama kitaplarını da okuyacağım. ( Evdeki zibilyon tane kitabı okuduktan sonra)

İyi seyirler yada keyifli okumalar.








13 Mart 2015 Cuma

TUHAF THOMAS

           Nihayet eve gelebildim. Makyajımı çıkarttım ve direkt yazı yazmaya oturdum. Bugün başlıktan da anlayacağınız gibi bir filmden bahsedeceğim. 

      Geçen gece can sıkıntısıyla film sitesinde dolaşırken rastgele bulduğum ve fazla bir beklentimin olmadığı ama beni çok yanıltan; imdb puanının daha yükseğini hak eden,  çok olumlu yorumlar alan ; fantastik, gerilim ve gizem üzerine kurulu keyifli bir film. İsterseniz biraz filmin konusundan bahsedeyim. 



Odd Thomas isimli genç psişik güçleri olan, ölülerle iletişim kurabilen, gayet başarılı bir aşçıdır. Annesinde de aynı güçler vardır ve annesi bu güçlerini herkese anlatmaya çalışmış fakat deli olduğu düşünülüp hastaneye yatırılmıştır. Bu yüzden Odd Thomas güçlerini sadece çocukluğundan beri beraber olduğu sevgilisine ve polis şefine anlatmıştır. 

Odd ölülerin yanı sıra omurgasızlar adı verdiği kan kokusunu alabilen ve sadece büyük ölümlerin olacağı zamanlar ortaya çıkan ruhani yaratıkları da görebilmektedir. 

Bir gün çalışırken dükkana gelen bir müşterinin çevresinde omurgasızların dolaştığını görür. Bu sefer hiç görmediği kadar kalabalıktırlar. Odd büyük bir olay olacağını sezdiği için bu garip adamın peşine düşer. 

Odd Thomas'ın sıradışı macerasında keyifli dakikalar dilerim.

İyi seyirler...

12 Mart 2015 Perşembe

AY HADİ İNŞALLAH

               İnstagram'dan paylaştığım kadarıyla biliyorsunuz ki ben yaklaşık iki aydır falan kitap okuyamıyorum. Bildiğiniz kitabı elime alamıyorum ya. Yok sınavlar yok okulla alakalı işler iyice hayattan soğudum desem yeridir. Ama artık yavaş yavaş okumam gerektiğini düşünerek Pucca'nın 4. kitabı olan Ay Hadi İnşallah kitabına başladım. Neden derseniz de o kadar güzel yazmış ki su gibi geçiyor zaman ve kendinizi kaybediyorsunuz resmen. 

         

Aldım kitabı elime. Başlayamıyorum. Okuyamıyorum ya var mı böyle bir şey. Sonra bir başlamışım görmeniz lazım 2 gün bile değil 1 buçuk günde bitti kitap. 

Kitap 330 sayfadan oluşuyor. İlk üç kitabı gibi bu da muhteşemdi. Hemde en çok istediği şeye yani evlenmeye bu kadar yaklaşmış olması ve Pucca'nın artık bazı kendini bilmesi bu kitapta hepsi var. Bu kitapta artık Pucca kendi isteklerine göre hareket ediyor. Şöyle ki önceki kitaplarını okurken; ya onu demeseydin keşke yada hayır ya onu söylememeliydin Pucca diyorsun. Bu kitabın genel bir kısmında ise; evet iyi dedin yada ohh iyi yaptın Pucca diyorsun.

Çok keyifli bir kitaptı ilk üç kitap gibi. Hiç bir zaman tereddüt etmeden alıp okurum ne kadar kitap yazarsan. Şimdi yeni kitabı çıktı onu almayı düşünüyorum. Öncelikle evde okunmayı bekleyen 85 tane kitabı biraz erittikten sonra tabi.

Keyifle okumanız dileğiyle.

11 Mart 2015 Çarşamba

D&R İNDİRİMİ #1


Selam millet. Yine indirim yazısıyla karşınızdayım. Neredeyse her gün D&R'a uğruyorum. Her zaman aynı şeyler değişen bir şey yok ama merak işte. Geçen gittiğimde de bu indirimle karşılaşmıştım. Ama size yazmayı unutmuşum.(Affedin.)




Görür görmez hemen fotoğrafını çektim sizin için. Şöyle bir özet geçeyim kısaca. Bu ay D&R'da Altın Kitaplar yayınları ayın yayınevi seçilmiş. Buna müteakiben Altın Kitaplar'da %25 indirim var.

Fotoğrafta görüldüğü gibi stant Stephen King kitaplarıyla dolmuş ve taşmış resmen. Eğer almak istediğiniz bir kitap varsa bence kaçırmayın. Değerlendirin böyle fırsatları. Tabi D&R kartınız varsa.

İyi okumalar.


10 Mart 2015 Salı

LAZARUS ETKİSİ

             Yine bir sinema gününden merhaba. İzledim geldim şimdi de size anlatacağım. Aslında ne anlatacağımı da bilmiyorum pek anlamadım filmi :D



Vizyondaki tüm filmleri izledim. Aaaa bir de baktım Lazarus Etkisi'ni izlememişim. Başlayayım o zaman anlatmaya.

4 tane bilim insanı araştırma yapıyor. İçlerinden biri Evan Peters; siz bilmiyorsunuz ama ben Evan'cığımı çok severim. Her neyse bunlar araştırma yapıyorlar falan derken hooop ölen köpeği canlandırıyorlar. Ama bunu kimseye söylemiyorlar. Ertesi gün çalışma yaptıkları yer basılıp tüm deneyler evraklar ne varsa topluyorlar(sponsor olan kişiler.). Deneyi öğrenmişler sanırım 50 milyon liraya patent alacaklar yada deneyi satacaklar orayı tam anlamadım.

Deneylerinin patentini kendileri alabilmeleri için deneyi tekrar yapıp ortaya çıkarmayı düşünürler. Tam yaparken Zoe'ye elektrik çarpıyor ve ölüyor.


Köpeğe verdikleri serumun aynısından Zoe'ye vererek onu canlandırıyorlar. Bu da uyandığı sahne ay nasıl da korkmuştum. Olanlar oluyor zaten bundan sonra. 

Sonunu pek anlamadım ben bu filmin. Neden derseniz çok havada bitti filmin sonu sanki devamı gelecekmiş gibi. Ama bununla ilgili bir bilgim yok.

İyi seyirler.


9 Mart 2015 Pazartesi

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

            Bugün sizlerle geçenlerde girdiğim ama sadece yarım saat izleyip sinema salonundan kendimi nasıl dışarıya attığımı anlatacağım.

   

Ben Mert Fırat'ı çok beğeniyor olabilirim. Adamın ayrı bir havası yok mu sizce de? Ama filmde saçı uzundu ve biraz dalgalı olduğu için beğenmedim, tiksindim, midem bulandı ya. Resmen Bonus reklamı izler gibiydim onu düşünmekten filme odaklanamadım.

Filmin başlaması iyiydi. Efsanevi bir hava katıyordu filme derken film başladı. Eee noldu şimdi hani bunlar kavga ediyordu nasıl sevişmeye başladılar?


O kadar karizmatik adam sen al saçını uzat sonra hoop bir bakmışsın hoş geldin mağara adamı. Neyse bu arada sesi çok güzelmiş bak bunu beğendim.

Ayrıca filmin çekimleri de bir tuhaf. Şimdi düşünün filmde iki kişi size doğru yürüyor. Kamera bunu çekerken hareket eder mi etmez mi? Tabiki de etmez! Ama bu filmde bildiğiniz kameramanda yürüyordu. İzlerken başım döndü resmen. Bundan rahatsız olan sadece ben değildim salonda izleyiciler söylenip duruyordu. 

Bizde dayanamayıp filmi yarım bırakıp çıktık. Sonra ne mi yaptık? 8 saniye filmine girdik. Onu da yazdım şuradan yada buradan okuyabilirsiniz.

Yazdığım her şey tamamen kendi görüşümdür. İYİ GECELER.






8 Mart 2015 Pazar

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

           Bildiğiniz gibi 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günü olarak kutluyoruz. Normalde sayfamda böyle gündemden yazılar yazmıyorum. Ama konu kadınlar günü olunca dayanamadım ve yazmaya karar verdim. 



Size kadınlarla alakalı bir şeyler anlatmak istiyorum. Öyle hemen heyecanlanmayın ufuk tefek ve kendimle alakalı. Ben babamın yanına gidip ona yardım ediyorum bazen. Babamın yaptığı iş kadınların seçtiği bir meslek dalı değil açıkçası. Bugün bir adam geldi (adam demeye bile utanıyorum) ; nasıl yapıyorsun, bir kadın bunu beceremez, kadının çalıştığı yerle iş yapmam gibi daha bir çok kelimeler söyleyip gitti.

Neden çalışıp para kazanamaz mıyım? Hayatıma kendim şekil veremez miyim? Kadınlar istediği zaman yapamayacakları şey yok.Sadece kendimize inanmamız ve güvenmemiz gerekiyor. 

Kendinizi ezdirmeyin çünkü gücünüz içiniz de bunun farkına varın ve kullanın.






7 Mart 2015 Cumartesi

8 SANİYE


Bu akşam sizlerle bayılarak ve beğenerek izlediğim bir filmden bahsetmek istiyorum.Usta oyuncuların da bulunduğu bu filmde etkilenmemek elde değil. (Ve ben acayip etkilendim her an kendimi camdan aşağıya atabilirim.)


Düşünün rüyalar görüyorsunuz ve her gördüğünüz rüya gerçek oluyor. Ayrıca artık gerçekle, rüyayı ayırt edemiyorsunuz. 

Esra, yaşı ilerlemiş bir anne tarafından dünyaya geliyor. Bir nevi ablalarının elinde büyüyor. İlk rüyasında ablasını görüyor ve sadece rüya gerçek değil denip üstü kapatılıyor. Oysa ki Esra'nın içindeki kopan fırtınaları görmeden. 


Babası, Esra'nın farklı bir çocuk olduğunun farkında ama Esra'nın farkı ne? Esra öyle böyle büyüyor. Tabi ablası ve eniştesi bakıyor ona. Sonra bir gün ailesini bile karşısına alarak evleniyor. Peki sonuç? Elbetteki hüsran. Çok sorunlu bir evlilik hayatı yaşıyor ve zar zor boşanıyor.(Buradan kocasına sesleniyorum ey insafsız kızı rahat bırakman için illaki camdan mı atlaması gerekiyordu?) 

Derken derken Esra artık kendini kaybetmeye ve kendini rüyalara daha çok kaptırmaya başlıyor. 



Aslında filmin içerisinde o kadar çok ders alınması gereken şey var ki. Mesela geleceğimizi nasıl belirlediğimiz. Bütün olarak baktığımızda her şeyin bizim elimizde olduğunu anlayabiliriz. Ama yaşarken bunun farkında bile değiliz.

Evet bir detay daha var bunu da paylaşmazsam sizinle çatlarım. Esra'nın rüyalarında bir adam var ve bu adam Esra'ya sürekli yardımcı oluyor, ona destek oluyor, onu koruyor. Peki kim mi bu adam onu da izleyince görürsünüz artık.

Kesinlikle izleyinnnn.






6 Mart 2015 Cuma

BEĞENDİĞİM FİLMLER #1

              Oturdunuz bilgisayar başına. Film izleyeceksiniz. Ama hangisi? Bilim kurgu mu, fantastik mi yoksa aksiyon mu? İşte size birazcıkta olsa yardımcı olabilmek için size izleyip beğendiğim filmlerin isimlerini paylaşacağım.

  1. Jonh Carter : İki Dünya Arasında 
        

2.    Başlangıç 

         

3.  Yarının Sınırında 

    

4.    Truman Show

  

5.  Avatar

   

6.  Iron Man Serisi

  

7.  Yenilmezler


8.  Zamana Karşı

   

9. Sherlock Holmes Serisi

  

10.  Yenilmez Serisi

   


   Şimdilik bu kadar devamı da gelecek iyi seyirler.